Deneyim sahibi olmadığınız her konuda olduğu gibi yıldırım fotoğrafı çekmek de çoğu kişinin gözünü korkutur. Aslında bu da diğer fotoğraf alanlarında olduğu gibi herkesin çekim yapabileceği ve zamanla deneyim kazandıkça daha da güzel sonuçlar elde edebileceği bir tür. Bilene her şey kolay diyebilirsiniz ama aşağıdaki fotoğrafı yıllardır yıldırım peşinde koştuğum için çekebilmiş değilim, hatta dün gece ilk defa yıldırım fotoğrafı çektim diyerek sizi daha da rahatlatayım:)
Samsun’a tam yaz gelemese de öğleden sonra aşırı bunaltıcı olan güney cepheli odamdan kaçarak mutfakta çalışmaya başladım. Karadeniz’e bakan pencereyi de açınca serin serin esen rüzgar eşliğinde çalışmak daha da kolaylaşıyor. Tabii Karadeniz’de yaşamak her an gelebilecek yağmura da hazır olmayı gerektiriyor ki dün akşama doğru bulutlar yoğunlaştı, ardından da kuzeydoğu yönünde ardı ardına yıldırımlar göründü.
‘ooooo’, ‘üffff’ benzeri ses efektleri eşliğinde hayranlıkla yıldırım fırtınasını izlerken birden neden bunun hakkında bir yazı yazmıyorum diye düşündüm. Daha önce yıldırım fotoğrafı çekmiş miydim? Hayır! Sadece teorik bir yazı hazırlamak yerine deneyimimi de aktarmak her zaman için daha iyi yöntem olduğundan odama koştum ve ekipmanı kaparak yukarı terasa çıktım.
Özellikle uzun pozlamada makineye müdahale fotoğrafın bulanık çıkması ile sonuçlanır. Bu nedenle ya uzaktan kumanda, ya da otomatik zamanlayıcı kullanmalıyız. Ben 2sn otomatik zamanlayıcı kullandım.
İlk etapta zordan yani fotoğraf çekmekten kaçtım ve video çekmeye başladım:) Video için seçebildiğimiz en yavaş enstantane 1/30 saniye, diyaframı da açabildiğimiz kadar açtığımızda, f:2.8, hava daha tam kararmamışken bile ISO 1600 kullanmak zorunda kaldım.
Cevap: Odaklamayı sonsuza yaptığımız için bu konuda endişe etmemiz gerekmiyor ama odaklamayı sonsuzun daha ötesine yaparsanız bulanık yıldırımlar çekmeniz çok kolay.
Buradan en önemli değişkenin odaklama noktası olduğunu görebiliyoruz.
İlk çektiğim videodan yıldırım anlarını keserek montajladım ve aşağıdaki videoyu oluşturdum:
Video çekiminin ardından cesaretimi toplayıp fotoğraf da çekeyim dedim ama verimli dönemi önce izleyerek, sonra da video çekerek harcadığımdan pek de etkiliyici şeyler yakalayamadım. Bir müddet sonra da yeter diyerek eve döndüm. Bu esnada yağmur yağmıyordu.
Fotoğrafları bilgisayara attım ama pek tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim. Elimde adam gibi tek malzeme yukarıda paylaştığım video olmuştu. Neyse ilk tecrübe, olur böyle, flickr’dan fotoğraf kullanırım diye düşündüm. Ama şansıma dışarıdan gök gürültüleri gelmeye başladı. Bu sefer baya yağmur da yağmaktaydı.
Altımda şort olmasına rağmen üstüme yağmurluğumu giyerek hemen terasa çıktım. Bu sefer lens seçimini Sigma 24-70/2.8 EX DG Macro’dan yana kullandım çünkü tele lensle tek bir yıldırımı yakalamaya çalışmak fotoğrafta yıldırımın yer alma şansını baya azaltıyor yani benim tavsiyem geniş açı lens kullanmanız yönünde. En sevdiğim çekimleri 24mm ile yaptığımı da belirteyim.
Ben de öyle yaptım ve kadrajımı yıldırımların yoğun olarak düştüğü yeri alacak şekilde ayarladım. Hem netlemeyi kolaylaştırmak, hem de bomboş deniz yerine şehir dokusunu da fotoğrafa katmak istediğimden kadrajımı alt kısmında binaların da olacağı şekilde ayarladım.
Zifiri karanlıkta AF ile netleme yapmaya çalışmak pek kolay değildir. Etrafta ışık kaynağı varsa ya da henüz hava kararmamışsa AF kulanabilirsiniz de.
Önerilen ve en pratik yöntem ise lensteki odaklama göstergesinde çizginin sonsuz simgesini gösterecek şekilde netliğin ayarlanması olacaktır. Kimi lenslerde bu gösterge yoktur. Sizinkinde de yoksa odaklama bileziğini sonuna kadar çevirmek yerine (yanlış hamle!), netlemeyi hiperfokal mesafeye yapın. Hiperfokal deyince gözünüz korkmasın, hesap kitap yapmaya da gerek yok (şahsen ben yapmıyorum). Kadrajınızı yukarıdan aşağıya 3 eşit parçaya bölün, en alttaki 1/3′lük parça ile üstündeki 1/3′lük parçanın kesişim noktası civarında bir yerlere odaklamanızı yapın.
Hangi yöntemi kulanırsanız kullanın odaklamayı hallettikten sonra lensi manuel netleme konumuna getirin. Bu sayede deklanşöre bastığınızda makinenin yeniden otomatik netleme yapmaya çalışmasını engellemiş olursunuz.
Öncelikle ayarlayacağımız şey ISO. Olabildiğince düşük ISO kullanın. Ben fotoğraf çekerken ISO100′ü geçmedim. Bu hem daha kaliteli fotoğraf çekmek için önemli, hem de daha uzun enstantane kullanabilmenizi sağlayacak.
Peki enstanatane ve diyaframı nasıl ayarlayacağız? Genelde gece çekeceğiniz için gece çekimine göre anlatayım ama unutmayın ki bu kullanılabilecek pek çok yoldan sadece biri.
Ayarlar tamam, peki nasıl olacak da yıldırımı yakalayacağız? Enstantaneyi uzun tutarak ardı ardına çekim yapın ama uzundan kastım 1 saniye falan değil en azından 8 saniye. Ben kadrajımı değiştirmeden her fotoğraf çekimi tamamlanır tamamlanmaz yeni çekim yaptım ve 20 dakika içinde 25 tane yıldırım fotoğrafı çekmeyi başardım.
Fotoğrafı çektiniz şimdi sıra işlemede. Tavsiyeme uyup ham çekim yaptıysanız ham işleme ile pozlamada oynama yapabilirsiniz. Eğer aşırı pozlama yaptıysanız giden tonlar zor gelir, az pozlamada da karanlık bölgelerde doku bozulmaları görülebilir o yüzden çekim anında mümkün olduğunca doğru pozlama yapmaya gayret etmelisiniz.
Yıldırım oldukça tehlikeli bir doğa olayıdır, risk almayın, önce güvenliğinizi düşünün!
Zor değil desem de sinir krizi geçirmek istemiyorsanız öncelikle diyafram, enstantane, ISO‘nun mantığını çok iyi kavrayın, parmak hesabı ile de olsa pozlamayı bozmadan değerleri değiştirebilmeye hakim olun. Özetle f/8, 8″, ISO200′de çektiğiniz fotoğrafı, pozlama değerini değiştirmeden f/11, 30″, ISO100 ile de çekilebileceğinizi bilmiyorsanız, o konuda çalışın, pratik yapın ki bunun için yıldırım çekmeniz gerekmiyor.Peki nasıl oldu da ilk denememde bunu çekebildim? İlk deneme dediysem, dışarı çıktım, deklanşöre bastım ve bu fotoğrafı çekerek eve döndüm sonucu çıkarılmasın. Dün 100 kadar fotoğraf, bir kaç tane de video çektim. En son çekim tekniği yazımın üzerinden biraz zaman geçti, özlemişsinizdir diye yazıyı biraz uzun tutacağım:D
Samsun’a tam yaz gelemese de öğleden sonra aşırı bunaltıcı olan güney cepheli odamdan kaçarak mutfakta çalışmaya başladım. Karadeniz’e bakan pencereyi de açınca serin serin esen rüzgar eşliğinde çalışmak daha da kolaylaşıyor. Tabii Karadeniz’de yaşamak her an gelebilecek yağmura da hazır olmayı gerektiriyor ki dün akşama doğru bulutlar yoğunlaştı, ardından da kuzeydoğu yönünde ardı ardına yıldırımlar göründü.
‘ooooo’, ‘üffff’ benzeri ses efektleri eşliğinde hayranlıkla yıldırım fırtınasını izlerken birden neden bunun hakkında bir yazı yazmıyorum diye düşündüm. Daha önce yıldırım fotoğrafı çekmiş miydim? Hayır! Sadece teorik bir yazı hazırlamak yerine deneyimimi de aktarmak her zaman için daha iyi yöntem olduğundan odama koştum ve ekipmanı kaparak yukarı terasa çıktım.
Ekipman Seçimi
Ekipman neydi? Olmazsa olmaz öncelikle elbette fotoğraf makinesi:) Konser yoksa pek fotoğraf çektiğim söylenemez o yüzden 1.5 aydır rafta yatan 5D Mark II’yi de bu bahane ile kullanmış oldum:) Gündüz yıldırım çekmeye çalışmıyorsanız diğer olmazsa olmaz ekipman da tripod. Ben incelemesini de yaptığım Giottos MT9631 kullanıyorum ama sağlam durduktan sonra (çok ucuza aldıysanız en ufak dokunmada baya sallanıyor olması olası) herhangi bir tripod işi görecektir.Özellikle uzun pozlamada makineye müdahale fotoğrafın bulanık çıkması ile sonuçlanır. Bu nedenle ya uzaktan kumanda, ya da otomatik zamanlayıcı kullanmalıyız. Ben 2sn otomatik zamanlayıcı kullandım.
Bulb modunda çekim yapmayı düşünüyorsanız uzaktan kumanda almalısınız.Lens seçimi biraz daha düşünce gerektiren bir süreç. Yıldırımların uzaklığı seçmeniz gereken odak uzaklığını da belirliyor. Ben makine üzerinde takılı olan Sigma 20/1.8 EX DG Macro ile çekime başladım. Öncelikle video çektim ve kısa bir süre sonra Karadeniz’in açıklarına düşen yıldırımlar için 20mm’nin fazla geniş kaldığını farkettim. Koşarak eve döndüm ve Sigma 70-200/2.8 EX DG HSM’mi takarak geri terasa çıktım.
İlk etapta zordan yani fotoğraf çekmekten kaçtım ve video çekmeye başladım:) Video için seçebildiğimiz en yavaş enstantane 1/30 saniye, diyaframı da açabildiğimiz kadar açtığımızda, f:2.8, hava daha tam kararmamışken bile ISO 1600 kullanmak zorunda kaldım.
Video çekmenin öğrettiği ilk şey de şu oldu: Lensin ne kadar hızlıysa, düşük f değerine sahipse, kaliteli video çekmek o kadar kolay olacaktır çünkü bu sayede daha düşük ISO değerlerini kullanabiliriz.Soru: Manzara çekimi yapmaya benzeyen bu çekim için f:2.8′nin vereceği alan derinliği fazla sığ olmaz mı?
Cevap: Odaklamayı sonsuza yaptığımız için bu konuda endişe etmemiz gerekmiyor ama odaklamayı sonsuzun daha ötesine yaparsanız bulanık yıldırımlar çekmeniz çok kolay.
Buradan en önemli değişkenin odaklama noktası olduğunu görebiliyoruz.
İlk çektiğim videodan yıldırım anlarını keserek montajladım ve aşağıdaki videoyu oluşturdum:
Video çekiminin ardından cesaretimi toplayıp fotoğraf da çekeyim dedim ama verimli dönemi önce izleyerek, sonra da video çekerek harcadığımdan pek de etkiliyici şeyler yakalayamadım. Bir müddet sonra da yeter diyerek eve döndüm. Bu esnada yağmur yağmıyordu.
Fotoğrafları bilgisayara attım ama pek tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim. Elimde adam gibi tek malzeme yukarıda paylaştığım video olmuştu. Neyse ilk tecrübe, olur böyle, flickr’dan fotoğraf kullanırım diye düşündüm. Ama şansıma dışarıdan gök gürültüleri gelmeye başladı. Bu sefer baya yağmur da yağmaktaydı.
Altımda şort olmasına rağmen üstüme yağmurluğumu giyerek hemen terasa çıktım. Bu sefer lens seçimini Sigma 24-70/2.8 EX DG Macro’dan yana kullandım çünkü tele lensle tek bir yıldırımı yakalamaya çalışmak fotoğrafta yıldırımın yer alma şansını baya azaltıyor yani benim tavsiyem geniş açı lens kullanmanız yönünde. En sevdiğim çekimleri 24mm ile yaptığımı da belirteyim.
Bu arada yağmur yağıyor demiştim yani pek çoğunuz için makineyi çantadan çıkarmama nedeni. Hafif çiseleyen yağmurda çekim yapmaktan korkmayın ama şiddetli yağmur ya da uzun süreli yağmura maruz kalmak pek çok fotoğraf makinesi için hoş olmayacaktır.
Ben ucuz da olsa yağmurluk almanızı tavsiye ediyorum. Ayda yılda bir kullanmanız gerekse de bana göre lüks değil. Canon EOS 7D, Nikon D300, Pentax K-7/K-5 gibi yalıtımı kalbur üstü makineye sahipseniz o kadar da korkmayın derim. O kadar para yatırdığım 5D Mark II’mi riske atmayarak Kata yağmurluğumu kullandım. Emir’le 10 dakika’nın ilk bölümünde bundan bahsetmiştik.
Kadrajı ayarlama
Her şeyden önce yapmanız gereken, fotoğrafı düşünmeyip yıldırım desenine bakmanız. Birkaç dakikalık gözlem sonucunda yıldırımların belli bir bölgede yoğunlaştığını göreceksiniz. Her yıldırım için makineyi sağa sola oynatmak yerine geniş açı kullanarak bu alana odaklanmanız yani ‘eğitimli tahmin’ yapmanız başarı şansınızı yükseltecek.Ben de öyle yaptım ve kadrajımı yıldırımların yoğun olarak düştüğü yeri alacak şekilde ayarladım. Hem netlemeyi kolaylaştırmak, hem de bomboş deniz yerine şehir dokusunu da fotoğrafa katmak istediğimden kadrajımı alt kısmında binaların da olacağı şekilde ayarladım.
Netleme
Öncelikle kadraja karar verdikten sonra sıra netlemeye geliyor. Bunun için uzaktaki bir apartmandaki ışık kaynağını kullandım. P moduna geçip canlı önizlemeyi açabilir, 5x/10x yakınlaştırmayı kullanarak istediğiniz noktaya odaklama yapabilirsiniz.Zifiri karanlıkta AF ile netleme yapmaya çalışmak pek kolay değildir. Etrafta ışık kaynağı varsa ya da henüz hava kararmamışsa AF kulanabilirsiniz de.
Önerilen ve en pratik yöntem ise lensteki odaklama göstergesinde çizginin sonsuz simgesini gösterecek şekilde netliğin ayarlanması olacaktır. Kimi lenslerde bu gösterge yoktur. Sizinkinde de yoksa odaklama bileziğini sonuna kadar çevirmek yerine (yanlış hamle!), netlemeyi hiperfokal mesafeye yapın. Hiperfokal deyince gözünüz korkmasın, hesap kitap yapmaya da gerek yok (şahsen ben yapmıyorum). Kadrajınızı yukarıdan aşağıya 3 eşit parçaya bölün, en alttaki 1/3′lük parça ile üstündeki 1/3′lük parçanın kesişim noktası civarında bir yerlere odaklamanızı yapın.
Hangi yöntemi kulanırsanız kullanın odaklamayı hallettikten sonra lensi manuel netleme konumuna getirin. Bu sayede deklanşöre bastığınızda makinenin yeniden otomatik netleme yapmaya çalışmasını engellemiş olursunuz.
Pozlama
Geldik en korkulan bölüme yani doğru pozlamaya :) Burada şu değerleri kullanın demek imkansız çünkü çekim yapılan saate, çevredeki ışık kaynaklarına ve de yıldırımların şiddetine göre kullanılacak değerle değişmekte. Ben genel bir rehber sunacağım.Öncelikle ayarlayacağımız şey ISO. Olabildiğince düşük ISO kullanın. Ben fotoğraf çekerken ISO100′ü geçmedim. Bu hem daha kaliteli fotoğraf çekmek için önemli, hem de daha uzun enstantane kullanabilmenizi sağlayacak.
Peki enstanatane ve diyaframı nasıl ayarlayacağız? Genelde gece çekeceğiniz için gece çekimine göre anlatayım ama unutmayın ki bu kullanılabilecek pek çok yoldan sadece biri.
- Çekim modlarından enstantane öncelikli modu (Tv/S) seçelim.
- Fotoğrafınız izin veriyorsa jpeg yerine ham çekim yapalım. Emin olun bu çekimde ham daha iyi tercih:)
- ISO’yu ISO1600 olarak ayarlayalım. Neden ISO1600? Şimdilik derdimiz doğru pozlamayı bulmak. ISO’yu çok düşük ayarlarsak doğru pozlamayı ilk etapta ayarlamak zor olacaktır.
- 8 saniyeyi seçelim. Neden 8 saniye? Şimdilik sadece doğru pozlamayı bulmak için referans noktası olacak. Ne kadar uzun çekim süresi kullanırsak tek bir karede o kadar çok yıldırım yakalama ihtimalimiz olur.
- Fotoğrafı çekelim ve makinenin karar verdiği diyafram değerini not edelim, diyelim f/11 oldu. Gece çekim yaptığımız için muhtemelen fotoğraf olması gerekenden daha aydınlık çıkmıştır yani f/11 yerine f/16 daha doygun siyah anlamına gelecektir.
- Fotoğrafta yıldırım yakalayana kadar çekim yapın. Yıldırımı yakaladık. Şimdi pozlamada ince ayar yapma zamanı. Histograma bakmak çok fayda sağlamayacak çünkü gece çekiminde histogram hep sola dayanacak.
- Şimdi makineyi M moduna alalım ve az önce çektiğimiz fotoğrafın değerlerine göre makineyi tekrar ayarlayalım. Fotoğraf fazla aydınlıksa diyaframı kısarak, fazla karanlıksa da diyaframı açarak yeniden ayar yapalım. Tekrar fotoğrafımızı çekelim. İstediğimiz sonucu elde edene kadar ayarlamaya devam edelim.
- Pozlamadan memnun kaldığımızda parmak hesabına geçebiliriz:) Diyelim değerler 8″, f/11, ISO1600 oldu. Öncelikle ISO değerini 100′e çekelim: 1600′den 800′e bir, 400′e 2, 200′e 3, 100′e de 4 adımda (parmakta) geçiyoruz yani pozlama 4 birim azaldı (fotoğraf karanlık çıkacak) ve diyafram ile enstantaneyi de bunu dengeleyecek şekilde ayarlamamız lazım. Diyaframda 4 birim açarsak (11->8, 8->5,6, 5.6->4, 4->2.8) dengeyi sağlarız. Ama kit lens kullanıyorsunuz diyelim ve 18mm’de f/2.8 kullanma şansınız yok. Bu durumda f/4 kullanabilirsiniz yani diyaframı 3 birim açtınız. Hala 1 birim eksiğimiz var. Bu durumda ya ISO’yu 100′de 200′e arttırabilir ya da enstantaneyi 8″ yerine 15″ olarak kullanabiliriz. Bu mantıkla istediğiniz şekilde değerlerle oynayabilirsiniz. Enstantane için benim favorim 8″ ya da 15″. 30″ fazla uzun geliyor.
Burada anlattığım değerler yol göstermek için. Sizin durumunuzda elbette değişiklik gösterecektir. Bol bol pratik yaparak en azından tam duraklık değerleri (ISO100, 200, 400 vb; f/2.8, f/4, f/5.6 vb; 1/30, 1/15, 1/8 vb. ) ezbere bilin.İnternette okuduğum yazılarda ise kimsenin böyle bir yöntem kullandığını görmedim:) Herkesin tavsiyesi Bulb modunu kullanmanız yönünde olmuş. İngilizce olarak şunu okuyabilirsiniz mesela. Ben kendi yöntemimi daha kolay buluyorum. Şuan uzaktan kumandamın pili bittiği için de Bulb kullanmam pek olası değil zaten.
Ayarlar tamam, peki nasıl olacak da yıldırımı yakalayacağız? Enstantaneyi uzun tutarak ardı ardına çekim yapın ama uzundan kastım 1 saniye falan değil en azından 8 saniye. Ben kadrajımı değiştirmeden her fotoğraf çekimi tamamlanır tamamlanmaz yeni çekim yaptım ve 20 dakika içinde 25 tane yıldırım fotoğrafı çekmeyi başardım.
Fotoğrafı çektiniz şimdi sıra işlemede. Tavsiyeme uyup ham çekim yaptıysanız ham işleme ile pozlamada oynama yapabilirsiniz. Eğer aşırı pozlama yaptıysanız giden tonlar zor gelir, az pozlamada da karanlık bölgelerde doku bozulmaları görülebilir o yüzden çekim anında mümkün olduğunca doğru pozlama yapmaya gayret etmelisiniz.
Soru: Yıldırım tetikleyicileri varmış (mesela bu: Lightling Strike II), almalı mı?
Cevap: İlk deneyimimde bu kareleri yakalayabildiysem bence paranızı harcamanıza gerek yok. illa para harcayacaksanız elinizde yoksa kaliteli bir tripod alabilirsiniz:) Bu ürünlerin bir diğer dezavantajı da kadrajınızda olmayan yıldırımlarla dahi tetiklenerek fotoğraf çekilmesine neden olmalarıdır.
Örnek fotoğraflar
Önceki yazılarımda Flickr’dan örnek fotoğrafları doğrudan burada gösterip fotoğrafın kendine link veriyordum ama herkes bu yöntemden hoşnut olmuyor o yüzden gözüme çarpan güzel çekimleri sadece bağlantı olarak veriyorum:- http://www.flickr.com/photos/92222485@N00/2570034393/in/photostream/lightbox/
- http://www.flickr.com/photos/rustlingleafdesign/1156966157/in/photostream/lightbox/
- http://www.flickr.com/photos/yukonblizzard/4784509835/in/photostream/lightbox/
- http://www.flickr.com/photos/eldano/4049524037/in/photostream/lightbox/
- http://www.flickr.com/photos/lee_sie/4348280528/in/photostream/lightbox/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder