26 Kasım 2010 Cuma

En iyi Firefox eklentileri

Popüler web tarayıcısı Firefox'u özel kılan ve onu sevmemizi sağlayan en önemli yanı, çok geniş eklenti arşivine sahip olması ve eklentilerle yapılabileceklerinin sınırı olmaması. Örneğin Firefox kullanıcılarının bir FTP istemci yazılımı kullanmasına gerek kalmıyor; bunu bir eklentiyle çözebiliyor.

Biz de PC Labs ekibi olarak en çok iş görecek, popüler ve hayatı kolaylaştıracak eklentileri bir araya toparlayıp bir liste hazırladık. Gelen önerilere göre bu eklenti sayfasını da sürekli güncellemeyi planlıyoruz.

Sekme Eklentileri

Tab Mix Plus

Tab Mix Plus, Firefox'un sekme gezinti özelliklerini geliştiren bir eklenti. Bütün sayfaları yeni sekmelerde açmanızı, sekmeleri çoklamanızı ve kapadığınız sekmeleri kurtarmanızı sağlıyor.

All-in-One Gestures

Internet sayfalarını fare hereketleriyle kullanmak isteyenler için güzel bir eklenti. Fare hareketleriyle ileri, geri gidebilir, üstünden geçtiğiniz linki yeni bir sekmede açabilirsiniz.

Tabbrowser Preferences

Firefox için gizli sekme sayısını değiştirebilen ve aynı zamanda linklerin sekmelerde nasıl açılacağını belirleyebilen bir eklenti.

Colorful Tabs


En iyi Firefox eklentileri colorfultabs
Her sekmeyi farklı renk kullanarak birbirinden ayırmayı kolaylaştıran ve tarayıcınıza renk katan bir eklenti.

23 Kasım 2010 Salı

3G İnternet Paketleri Rehberi – Kasım 2010

30 Temmuz 2009'da hayatımıza girmesiyle beraber, bizlere başta daha hızlı bir internet deneyimi ve görüntülü konuşma gibi olanaklar sağlayan 3G her geçen gün daha fazla kullanıcı ile buluşmakta. Görüntülü konuşmanın yanında 3G baz istasyonu bulunan her bölgeden istediği gibi internete daha hızlı erişmeye başlayan son kullanıcının ödediği ücretler de önem kaydediyor.

turkcell-vodafone-avea

Bu rehberimizde Türkiye'de faal olan 3 operatörün 3G internet paketleri arasına dalarak hangi operatörün ne kadar ücrete, hangi hızla, hangi modemler ile hizmet sunduğunu ve biraz da karşılaştırarak siz okuyucularımızın bir parça olsun kafa karışıklığından kurtarıp yardımcı olmaya çalışacağız.

Öncelikle 3 operatörün de 3G Modem ihtiyacını karşılayan Çin'in en büyük ağ ve telekomünikasyon ürünleri üreticisi Huawei'den bahsedelim. 1988 yılında Shenzhen'de Ren Zhengfei tarafından kurulan Huawei, ilk etapta sadece PBX ürünleri ithalatı yapan bir şirket idi. Zaman içinde büyük bir hızla büyüyen firma 2009 3. çeyreğinde yapılan bir araştırmaya göre dünya mobil altyapı ürünler pazarında 2. sıraya yükselmiştir.

Neyse fazla uzatmadan operatörlerin sunduğu seçeneklere ve fiyatlara bakalım.


İstanbul Brush |İstanbul Fircalari

Ethernet ve Cross(çapraz) Kablo Yapımı (UTP Kablosu Yapımı)

UTP KABLOSU NASIL YAPILIR

Kablo yaparken, yani bir kablonun iki ucuna jak takarken, kabloyu nerede kullanacağınıza bağlı olarak iki tipten bahsedilebilir. Düz kablo, cross(çapraz) kablo.





Gördüğünüz gibi aynı cihazlar arasında(PC-PC veya Hub-Hub) cross kablo kullanıyoruz. PC'den hub'a gidecek kablo ise düz kablo oluyor.




16 Kasım 2010 Salı

Transformers: War for Cybertron 2 duyuruldu

transformers


Hasbro Cybertron gezegeninin çöküşünü anlattığı ve genel olarak olumlu yorumlar alan Transformers: War for Cybertron oyununun ikincisinin yolda olduğunu duyurdu. Oyunun kesin çıkış tarihi açıklanmasa da, 2012 yılında yayınlanacağı belirtildi.


Digital Media & Gaming Genel Müdürü yaptığı açıklamada ilk oyunun oldukça yüksek puanlar aldığını ve şu ana kadarki en başarılı Hasbro oyunu olduğunu, 2012 yılında yayınlanacak devam oyununu da sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. War for Cybertron 2′ye ait başka bir detay verilmezken oyunun yine High Moon Studios tarafından geliştirileceği tahmin ediliyor. Şayet 2012 yılı çok uzak bir tarih olarak geldiyse, gelecek yıl üçüncü Transformers filmi ile bağlantılı olacak Transformers: Dark of the Moon’un yayınlanacağını hatırlatalım. Ancak film oyunları nasıldır bilirsiniz, bu yüzden siz iyisi mi yine 2012′yi bekleyin.

Facebook'tan yeni mesajlaşma sistemi: E-posta değil

Geçtiğimiz günlerde verdiğimiz bir haberde Facebook'un e-posta hizmeti konusunda "Titan" kod adlı bir projesinin olduğunu iletmiştik. Bugün detaylar belli oldu.Facebook aslında Gmail rakibi bir e-posta platformu çıkartma niyetinde değil. "Yeni mesajlaşma platformu" yapmak istediklerini belirtiyor Mark Zuckerberg. Yeni sistemde alıcı e-posta adresi, CC, BCC ya da mesaj başlığı gibi alanlar yok. Facebook'un blog mesajında, e-posta sisteminin "yavaş" olduğuna işaret edilmiş. Facebook'un yeni mesajlaşma sisteminde 3 farklı bölüm var: kesintisiz mesajlaşma, sosyal gelen kutusu (social inbox) ve platformdan bağımsız olarak yapılan (SMS, anlık mesajlaşma yazılımları vb) diyaloglar.

Yeni mesajlaşma sistemi gerçek zamanlı iletişimi daha kolay hale getirmek için yapılmış.

Facebooktan yeni mesajlaşma sistemi: E posta değil 72794 10150101074706729 20531316728 7115672 7997949 n


Ve tabii @facebook.com uzantılı e-posta adresleri de kullanıcılara verilecek.Bizim anladığımız, Facebook biraz daha organize edilmiş anlık mesajlaşma platformu derdinde; bir e-posta servisi değil. Sadece istediğiniz arkadaşlarınızdan mesaj alabilme gibi gizlilik ayarları da getireceklermiş, ki bu noktada anlık mesajlaşma kullanıcılarının yapamadığı birşey değil diye düşünüyorum.

Açıkçası Facebook, beklediğimizin aksine Google'ın sınırlarının dışında kalmaya gayret etmiş görünüyor. PC Labs okurları gibi kurt kullanıcılara hitap etmeyen bir servis olduğu ise çok açık ortada. Her halükarda bu sistemi denemek isteyenler, şu sayfadan davet talep edebilirler. Şu anda sadece davet usülü yeni özelliğe ulaşmak mümkün.


Kaynak: http://www.pclabs.com.tr/2010/11/15/facebooktan-yeni-mesajlasma-sistemi-e-posta-degil/

15 Kasım 2010 Pazartesi

Hangi şarjlı pil daha uzun ömürlü?

Kompakt makinelerden DSLR’a geçtiğinizde, kalem pillerden kurtuluyorsunuz zira DSLR’ makineler Li-Ion pil kullanıyor. Ancak fazla sevimeyin. Flaş aldığınızda kalem piller tekrar geri geliyor. Flaşlar, kompakt makinelere kıyasla daha çok pil tüketir. Dolayısıyla bir değil en az iki set pil ile çekime gitmelisiniz. Daha profesyonel çekimler için batarya olanakları da var tabii. Ama biz şu an pil seçeneğine bakıyoruz zira daha ucuz.

Pil testi yapma fikri benim de bir flaş edinmemle ortaya çıktı. Piyasada birçok pil var. Bazıları yakın fiyatta bazıları ise diğerlerine oranla çok daha pahalı. Ben de bunlardan dördünü alıp denemeye karar verdim. Daha önce pil testi yapmışlığımız yoktu. Dolayısıyla elimde hazır bir metod da yoktu. Bir de tabii çıkan sonucun bir anlam ifade etmesi gerekiyordu. Ben de yöntem olarak flaş patlatmayı seçtim. 580 EX2 flaşıma kablosuz tetikleyici taktım ve flaşı tam güç konumuna getirdim. Flaş dört pille (AA) çalıştığından her markadan dört pil aldım. Bunların şarj sürelerini de not alarak, hepsini flaşla kullandım. Böylelikle elimde saat cinsinden değil de flaş patlatma adedi cinsinden bir değer oluştu. Yani ‘X pil şu kadar saat dayandı’ gibi bir sonucumuz olmayacak. Çok daha pratik ve benim gibi bu tip pilleri sadece flaşlarında kullananlar için daha anlamlı olan bir sonuç sunacağız.

580

İşte ‘test sistemimiz’ Canon 580 EX II flaş.

Adayları görerek işe koyulalım.

Penisilinlerin Yan Etkileri

Penisilinlerin Yan Etkileri:
  • En önemli yan etkileri alerjik reaksiyonlardır. Bu etkiden yıkım ile ortaya çıkan penisilloil türevi sorumludur.
  • En sık oluşan bulgu; makülopapüler döküntüdür.
  • Ampisilinle deri reaksiyonları gelişebilir.
  • Epileptiklerde yüksek dozda kullanılmamalıdır.
  • Penisilinler trombositte ADP’yi bağlayarak antiagregan etki oluşturur. Dolayısıyla kanamazamanını uzatırlar.
Bu etkiyi en fazla oluşturanlar

Karbenisilin
Epileptiklerde kontrendike olan iki antibiyotik
Penisilinler (yüksek dozda)
Kinolonlar
  • Tikarsilin
  • Piperasilin
• Karbenisilin yüksek dozda; hipokalemik alkaloz ve hipernatremi oluşturabilir.
• Metisilin; Nefrotoksiktir

Cumalıkızık Fotoğraf Gezisi

Uzun bir süredir gezmek, görmek, fotoğraflamak ve yazmak istediğim bir yerdi Cumalıkızık. Ve nihayet gerçekleştirdim. Günübirlik İstanbul’dan kaçılabilecek, farklı, tadı damakta kalan fakat artık popüler bir yer.


View Larger Map

İstanbul’dan ortalama 2,5 – 3 saatlik bir yolculukla ulaşılabilen Cumalıkızık Köyü, Bursa’nın 10 km. doğusunda, Uludağ’ın eteklerinde bir Osmanlı Vakıf Köyü olarak kurulmuş, Osmanlı sivil mimarisinin örneklerini Türkiye’de en iyi yaşatan köylerden birisi. İstanbul’dan, otoyol ile Darıca, Bayramoğlu sapağından çıkıp, dolunca kalkan feribotla Eskihisar’dan Topçular’a geçiliyor. Yalova’dan Bursa’ya doğru yol alıp, Ankara – Eskişehir yolunu takip edip, Bursa bitmeden sapılan bir yolla 2 km sonra Cumalıkızık Köyü’ne varılıyor.

Havai fişek fotoğrafı nasıl çekilir?

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun. Bugün de geçtiğimiz 29 Ekim kutlamalarında olduğu gibi Boğaziçi Köprüsü’nde havai fişek gösterisi yapılacağından, havai fişek gösterilerini nasıl fotoğraflayacağınıza dair hazır bir reçete sunalım istedik.
Joe Penniston

©Joe Penniston


Öncelikle çekim için güzel bir konuma yerleşmeniz lazım. Bugün için köprüyü gören bir nokta yeterli olacaktır ki Ortaköy ve Üsküdar sahilleri veya Çamlıca tepesi güzel çekim noktaları olacaktır. Önünüzden kimsenin geçmemesi yeterli :)


Olmazsa olmazlar:



  • Mutlaka ama mutlaka tripod kullanın! Tripodsuz çekim yapmayı aklınıza bile getirmeyin :)

  • Uzun pozlama kullanacağımız için, uzaktan kumandanız varsa yanınıza almayı unutmayın. Uzaktan kumandanız yoksa 2 ya da 10 saniyelik otomatik zamanlayıcı kullanarak gecikmeli çekimler yapabilirsiniz. Unutmayın, çekim anında deklanşör düğmesine basmak bile kameranın sallanması için yeterli olmakta.


  • En düşük ISO değerini kullanın.

  • Yanınızda fazladan pil ve hafıza kartı getirmek, sonradan pişman olmamanızı sağlayabilir :)


Soru: Odak uzaklığı ne olmalı?

Cevap: Geniş açı ile köprüyü de alan kareler çekebilirsiniz ama bu konumunuza göre değişecektir. Mesela Çamlıca Tepesi’ndeyseniz 50mm ile de tüm köprüyü alabilirsiniz. Havai fişekleri daha detaylı fotoğraflamak için tele lens de kullanabilirsiniz yani zoom yapabilirsiniz. Tavsiyem hem geniş açı, hen de tele ile denemeler yapmanız.


Soru: Netlemeyi nasıl yapacağım?

Cevap: Kompakt kullanıyorsanız netleme aralığı seçeneğinden manzara ya da sonsuzu seçin (genelde dağ simgesi ile gösterilir). DSLR kullanıcıları lensi manuel netlemeye getirip, sonsuza netleme yapabilirler. Köprü gibi konumu belli bir yerde çekim yapıyorsanız köprüye netleme yapmanız da yeterli olacaktır.



Soru: Pozlamaya nasıl karar vereceğim?

Cevap: Kompakt kullanıyorsanız sahne modlarında yer alan ‘Havai Fişek’ modunu kullanın. DSLR kullanıcıları M modunda çekim yapabilirler. Tam değer vermek pek olası değil ama f/8 ile f/16 arasında bir diyafram ve 4 ile 10 saniye arası pozlama değerleri yeterli gelecektir. f/11 ve 4 saniye ile başlayıp sonuçları beğenmezseniz enstantaneyi arttırıp azaltabilirsiniz. En yüksek görüntü kalitesi için ISO 100 kullanmanız yararlı olacaktır. ISO’yu yükseltmek yerine diyafram ve enstantaneyi değiştirebilirsiniz.


Soru: Beyaz ayarım ne olmalı?

Cevap: Kompakt ile çektiğinizde bunu ‘Havai Fişek’ (fireworks olarak da geçiyor olabilir) modu sizin için halledecektir. DSLR kullanıcılarının da AWB yani otomatik beyaz dengesi kullanması yeterli olacaktır.


Kaynak : http://www.bascek.com/9401/havai-fisek-fotografi-nasil-cekilir/

ARM'ın Cortex-A15 işlemcisiyle akıllı telefonların performansı 5 kat artacak

Düşük güç tüketimli işlemci tasarımlarında yarıiletken endüstrisinin lider isimlerinden birisi olan ARM, performans çıtasını arttırmaya hazırlanıyor. Cep telefonu pazarının tamamına yakının kontrol eden İngiltere merkezli firma, bu açıdan telefon pazarının Intel'i olarak değerlendiriliyor. Aralarında Apple'ın da olduğu üç firma tarafından 1990 yılında kurulan ve bugün özellikle akıllı telefonlarla gündemde olan firma, AMD ve Intel'den farklı bir iş modelini benimsemiş durumda. Doğrudan işlemci satmayan şirket, geliştirdiği yeni işlemci tasarımlarını ve yazılım geliştirme kitlerini, fikri mülkiyet hakları çerçevesinde aralarında Samsung, Nvidia ve Qualcomm gibi firmaların da yer aldığı çok sayıda yarıiletken üreticisine lisanslamakta. Samsung'un Hummingbird işlemcisinde Cortex A8, Nvidia'nın Tegra 2 platformunda ise Cortex A9 işlemcisine yer verilen firma, yeni yıl için her iki tasarımın da 28nm üretim teknolojisine uyarlanmış daha düşük güç tüketimli versiyonlarını planlarken, 2012 içinse Cortex A15 işlemcisine hazırlıyor.
Cortex A8 ve Cortex A9 tasarımlarında olduğu gibi ARMv7-A mimarisini temel alan Cortex-A15 işlemcisi, 2.5GHz'e kadar farklı saat hızlarında çalışan çok çekirdekli mobil işlemcilere güç verecek. Hem 28nm hem de 32nm üretim teknolojilerine adapte olması beklenen yeni tasarımın, akıllı telefonlardan sunuculara kadar çok sayıda alanda yer bulması gerekiyor. Detaylarına yazımızın ilerleyen kısımlarında yer vereceğimiz yeni Cortex-A15 tasarımı geliştirilmiş detayları ve eklenen yeni özellikler sayesinde, akıllı telefonlarda bugün yaygın olarak kullanılan güncel işlemci tasarımlarına kıyasla aynı güç tüketim seviyelerinde beş kata kadar daha yüksek performans sunmayı vaad ediyor. Örneğin web sunucuları gibi yani mobil cihazların dışında kalan uygulama alanlarına dönük olarak 1TB'a kadar bellek erişim yeteneğine sahip olacak Cortex-A15 işlemcisiyle ARM, bugünlerde akıllı telefon pazarına sunacağı Z6xx serisi işlemcileriyle de gündemde olan Intel'in hüküm sürdüğü bazı faaliyet alanlarına adım atacak gibi görünüyor.



Top 10 Uzay Komplo Teorisi


Eğer kutsal televizyon serisi Star Trek bize bir şey öğrettiyse o da holodeckin asla doğru dürüst çalışmayacağı ve sizinde istediğiniz yere giremeyeceğinizdir. Fakat eğer bize iki şey öğrettiyse bunlardan ikincisi kesinlikle uzayın ulaşabileceğiniz son nokta olduğudur.

Bunun yanında biz kendimizi her şeyi öğrenebilecek şekilde yönetebilirsek, Dünya hakkında bilmemiz gereken çok şey olduğunu görürüz ve uzayla ilgili çözülmesi gereken birçok gizemin olduğunu keşfederiz. Güneş sisteminden uzakta bulunan diğer galaksilerde zeki türler acaba yaşıyorlar mı? Karanlık tam olarak neyi ifade ediyor? Kara delikler sırları ışık hızından daha hızlı bir şekilde saklayabilirler mi?

Bu soruların cevapları ve daha fazlası bizi uzayda bekliyor. Fakat bazı güçlü kişiler uzay hakkındaki bu sırları zaten biliyorlar ama maalesef biz bilmiyoruz. İşte bu noktadan itibaren biz komplo teorilerinin alanına giriş yapıyoruz. Bu teoriler eğitimli kişilerin tahmin ve fikir yürütmeleri ve bazılarının vahşi spekülasyonlarından oluşuyor.

Yunus Emre


Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün İslam'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır.

Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır. Bazı kaynaklarda Anadolu'ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi. Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde "Yunus Emre" adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden "makam" adı verilen yer vardır. Bir garip öldü diyeler Üç gün sonra duyalar Soğuk su ile yuyalar Şöyle garip bencileyin diyen Yunus, belki de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini anlatmak istemektedir.

Türkiye'nin pek çok yerinde Yunus Emre'nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir: Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman'da Yunus Emre Camii avlusu; Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü; Erzurum, Duzcu köyü; Isparta'nın Keçiborlu ilçesi civarı; Aksaray; Afyon'un Sandıklı ilçesi; Ordu'nun Ünye ilçesi; Sivas yakınında bir yol üstü. Görüldüğü gibi sayı ve iddia hayli kabarıktır. Bazı belgeler, Yunus Emre'nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy'de olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, 1970'li yılların başında Sarıköy'deki mezarın Yunus'a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak bu köye Yunus Emre adı verildi ve oradaki bir bahçe içine anıt dikildi. 1980'li yıllarda ise, 1350'de yapılmış olan Karaman'daki Yunus Emre Camii'nin yanındaki mezarın onun gerçek mezarı olduğu iddia edildi. Aslında bu durum, Yunus Emre'nin Türkler tarafından ne kadar sevildiği ve benimsendiğinin çarpıcı bir örneğidir. Gerçekten de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir.
Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur. Mısralarında didaktik ahlak telkinlerinde bulunan Yunus Emre, "gönül kırmamak" konusuna ayrı bir önem verir ve "üstün bir değer" olarak şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Bu arada Yunus Emre'yi öne çıkaran bir başka önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri bizzat kendi hayatında uygulamasıdır. "Din tamam olunca doğar muhabbet" diyen Yunus, İslam'ın sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi telkin eder. Yunus'un sanat anlayışı, dini ve milli değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe'nin en güzel ve en güçlü özelliklerini kullanarak tercüman olur. Gerçekten de 11,12 ve 13. asırlarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında çok yayılan tasavvufun Türk şairleri arasında iki büyük sözcüsü vardır: Türkistan'da Ahmet Yesevi, Anadolu'da Yunus Emre... Yunus Emre'nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmaktır.

Yunus Emre aynı zamanda bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir. Bu anlamda Mevlana'nın bir benzeridir. O'nun Mevlana kadar çok tanınmayışı ise, bir yandan kullandığı dil olan Türkçe'nin Batı'da Farsça kadar bilinmemesi, öte yandan da Türk aydınlarının O'nu ihmal etmesindendir. Yunus'taki insanlık sevgisi, neredeyse kendisiyle özdeşleşmiş "sevgi felsefesi"nin bir parçası ve hatta sonucudur. Nitekim Yunus'un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi "Yaradılanı hoş gör / Yaradan'dan ötürü"dür. Yunus Emre'ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler. Madem ki insanoğlu ruh yönüyle Allah'tan gelmektedir; öyleyse insanlar hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar.

Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus'un bir başka önemli tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hükümetsizlik içinde çalkalanan ve Moğol istilaları ile mahvolan Anadolu topraklarında ortaya çıkan sapık batınî cereyanların hiçbirine kapılmadığı gibi, bu akımların Türklerin bütünlüğüne zarar vermesi tehlikesi karşısında da engelleyici bir rol üstlenmiştir. Bu bakımdan bakıldığında Yunus Emre, hem Türk şiirinin kurucusu, hem de milli birliğin önemli tutkallarından biridir. Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla "milli bir sanatçı"dır. Tıpkı, Nasrettin Hoca, Köroğlu, Dadaloğlu veya Karacaoğlan gibi...

Yunus Emre'nin şiirlerinde en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir.

Maya Kehanetlerinin 5.si bekleniyor...


Mayalar için 2012 yılı zamanların sonu. Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli.
Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona erecek ve yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz. Beşinci kutupsal kayma olarak adlandırılan bu değişimde daha önceki değişimlerde olduğu gibi yine kutupların manyetik alanının değişmesi iddiaları ileri sürülüyor ve dünyadaki iklimlerin değişimi de buna bağlanıyor. "Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki buzullar zaten erimeye başlamış durumda. Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde sona erdi" deniyor. Acaba bunlar bilimsel olarak kanıtlandı mı? Bu soruya cevap olarak da, Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (Kuzey ve Güney Kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı deniyor. Bazı belgesellerde dünyanın manyetik alanının belirli periyotlarla nasıl değiştiğini bilimsel olarak açıklanıyor. Şu anda dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var deniyor. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan şey Mayalar'ın bunu bilmeleri ya da gerçekten bilip, bilmedikleri... İddianın bir diğer yanı da Mayalar'ın bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmaları ve bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli. Ama neden şifre? Bu cevap verilemiyor....

Peki bu görüşe göre 2012 yılında dünya yok mu olacak? Mayalar 2012'yi insanlığın yeniden yukarı çıkışının yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta farklı inançlarda yer alan Altın Çağ'a böyle ulaşılacağı da iler isürülüyor. Yani 2012'nin önemi burada. Düşen insanlık tekrar yukarı çıkacak ve bu çıkış 2012'de başlayacak. Yine iddialara göre çıkış süreci başladı, belki de 2012 bir final olabilir. Ancak tufanla kıyameti birbirine karıştırmamak lazım da deniyor. Yani kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir değişim demek. Ayrıca kıyamet tasavvufi ve ezoterik anlamda ayağa kalmak ve uyanmak demek. Ve bu uyanıştan kastedilen şey ruhsal aydınlanma... Bu nedenle verilen tarih çok önemli. Ancak bu tarihlemede iki yıllık bir hata payı bulunabileceği de belirtiliyor nedeni ise Maya Takvimi'nin bizim kullandığımız Gregoryen Takvim arasındaki farktan kaynaklanıyor yani MÖ 1'den MS 1'e geçilmiş olması, aradaki 0 atlanmış. Astrofizikçi Cotterel de bu konuya dikkat çekiyor. Şu anda bilimsel olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği iddiası Mayalar'a referans olarak veriliyor. Deniyor ki, insanları bunu yeni keşfetse de, Mayalar bunun farkındaydılar.

Medyada Dilek Sancılı imzalı bir habere göre, bu iddiaların kaynağı ünlü astro fizikçi Coterelli... Onun bilgilerini bir BBC muhabiri Adrian Gilbert'in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna duyurdu. En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda bululan mezar taşının kapağındaki şifrenin çözülmesiyle oldu. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirildiğinde ortaya bir Jaguarun ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar'ın sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü Mayalar'ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi... Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen Güneş Haçı'nın üzerindeki delikler ise Güneş'in manyetik hareketlerini temsil etmekteydi. İşte bu Mayalar'ın gizli mesajıydı. Yani yaşanacak trajedinin sebebi Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir.. İlginçtir ki şu andaki iklim değişiminin nedenlerini Güneş'e bağlayan bilim adamları da çok sayıda... Yalnız Mayalar'ın değil Sümer takvimlerinin de aynı tarihleri işaret etmekte olduğu da söyleniyor.

Astrolojik pencereden bakarsak...

Balık Burcu Çağı'na?inançlara göre aşağı yukarı milattan önce 6. Yüzyıl civarlarında girmiş olmalıyız. Bu dönem dünya üzerinde Antik Yunan Felsefesi'nin en etkin olduğu bir dönem. Aynı zamanda İbraniler'de de peygamberliklerin başladığı bir dönem. Doğuda ise Zerdüşt, Laotse, Buddha, Konfüçyüs, Jaina ve diğer öğretilerle birlikte yeni felsefeler ortaya çıkmış. Yani düşünce ve inanç akımlarında büyük bir gelişimin yaşandığı bir dönem.?Yine iddialara göre, daha da gerilerde Mayalar'da de altın çağlarını yaşamaktaydılar. MÖ 2000'lerde başlayan Koç Burcu çağının girişinde Meksika'da ve Mısır'da piramitler inşa ediliyordu. Daha önceki tarihlere inebilmek için yeterli bilgi olmadığından genel bilgiler vermekten öteye geçilemiyor. Yaklaşık MÖ 8400-8000 arasında Aslan Burcu'ndan çıkıp Yengeç Burcu'na girmiş olabiliriz. Astronomik hesaplara göre ise, Kova Burcu'na girilen tarihten tam 11.027 sene öncesini kabul etmeniz gerekir. Fakat bu sayı sadece matematik bir çözümlemedir. Çünkü bu kadar uzun bir zaman periyodu içinde dünyanın beklenmedik değişmelere maruz kalmış olması her zaman mümkündür hatta kesindir.?Efsanevi Atlantis kıtasında da, bilgelerin kıtanın batacağını anlayıp aşağı yukarı bu tarihte ayrılmak ihtiyacını hissettikleri söyleniyor. Ama bunlar da birer iddia... Acaba yararlı mı? Hayır, aksine çöküşün yaşanacağını haber veriyorlar yani kötümserler, ötesi ise iyi olacak... Ama kimlere..?

Ya da kimler onlar..? Cevabı bilemiyoruz ama bizlerin olmayacağını sanırım biliyoruz...

Audi Q5 Hybrid quattro: 7 litreden az tüketiyor, 7.1 saniyede 100Km hıza çıkıyor ve sınıfının en hafifi!

Otomotiv endüstrisinin lider isimlerinden Volkswagen Grubu'nun hibrit motor teknolojisine sahip yeni nesil araç çalışmaları devam ediyor. Grubun güçlü markası Audi, Q5 Hybrid quattro modelinin detaylarını açıkladı. Crossover segmentinde yer alan çok amaçlı spor arazi aracının hibrit versiyonu, 2 litre hacmindeki TFSI motor ve elektrik motorunu aynı çatı altında bir araya getiriyor. Yakıtla çalışan konvensiyonel dört silindirli TFSI motorun 208 beygir güç ve 350nm tork ürettiği araçta, elektrik motoru ise 44 beygir güç ve 211nm tork sağlıyor ve bu sayede Q5 Hybrid quattro toplamda 241 beygir güç ve 480nm tork üretmeyi başarıyor. Özellike yüksek tork kapasitesi ile dikkat çeken araç, cüsseli bir yapıya sahip olmasına rağmen 0-100 Km hızlanmasını 7.1 saniyede gerçekleştirerek, kendisinden daha hafif otomobillere meydan okuyacak performans değerleri sunuyor.

Açıklanan en yüksek sürati, saatte 222 Km olan Audi Q5 Hybrid quattro'nun belki en önemli özelliği, düşük yakıt tüketimi. Sahip olduğu performans verilerine rağmen 100 Km'de 7 litre'den daha az yakıt tükettiği belirtilen aracın CO2 emisyonu ise 160g/Km'nin altında. 39 kW enerji depolayabilen 38 Kg lityum-iyon pille donatılan araç, trafik nedeniyle durduğunuzda tüm sürüş sistemlerini kapatıyor, ayağınızı frenden çektiğinizde ise elektrik motoruyla başlayarak sizi 100 Km hıza çıkarabiliyor ve 60 Km süratle üç kilometre gitmenizi sağlayabiliyor. Aracı hafifletmek için motor ve bagaj kapağının Alüminyumdan imal edildiği Q5 Hybrid quattro için quattro dört tekerlekten çekiş sisteminin, Alüminyum komponentlerle yeniden yapılandırıldığı ve uygulanan güncelleme paketi sonucunda ağırlığı 2000 Kg seviyesinin altına çekilen Q5 Hybrid, kendi sınıfında dünyanın en hafif Hybrid aracı olmayı başarıyor. Parlak Siyah ızgara, krom egzoz borusu, hybrid logosu ve özel olarak tasarlanan 19-inç alaşım jantlarıyla diğer Q5 modellerinden ayrılmayı başaran Q5 Hybrid quattro'nun iç tasarımında ise, gösterge grubu ve MMI Navigasyon Plus sisteminde güncellemeye gidildi.Los Angeles Otomobil Fuarı'nda tanıtılması beklenen Audi Q5 Hybrid quattro'nun 2011 başında satışa sunulması bekleniyor.

Volkswagen'da değişim rüzgarları: Dizel odaklı yaklaşım yerini elektriğe bırakıyor

Değişim içerisindeki otomobil endüstrisinde, üreticiler için öncelikli hedeflerden biri de yüksek yakıt tasarrufuna sahip modeller sunabilmek. Bu hedef doğrultusunda çeşitli teknolojiler üzerinde çalışan üreticiler, hibrit motor teknolojisi ve elektrikli araçlar üzerine yoğunlaşmış durumdalar. Geliştirdiği dizel motor teknolojileriyle, yakıt tasarrufu söz konusu olduğunda sektöre yön veren isimlerden biri olan Alman Volkswagen AG, yakın gelecekte hibrit ve elektrikli araçlar üzerine yoğunlaşacağını belirtiyor.

2011 Jetta Hybrid

Kaliforniya'nın Palo Alto bölgesinde bir Elektronik Araştırma Merkezi bulunan Volkswagen, altıncı jenerasyon Jetta modeliyle, dizel motor teknolojilerinden elektrikli araçlara geçişin başlangıcını yapmayı planlıyor. Amerika pazarı için ilk hibrit otomobilini bu yılın sonuna doğru satışa sunacak olan Volkswagen'de tepe yöneticisi Martin Winterkorn konuyla ilgili açıklamasında, "otomobil dünyasındaki elektrik dönüşümünde Volkswagen'in anahtar rol oynayacağına can-ı gönülden inanıyorum" dedi.

Audi E-Tron

Volkswagen'deki değişim rüzgarlarının ilk yansımalarını çok amaçlı spor arazi aracı Touareg ve ülkemizde de sevilen bir sedan olan Jetta'da göreceğiz. Tesla Motors ile birliğine giderek RAV4 modelinin elektrik versiyonunu hazırlayan Toyota, geçtiğimiz günlerde alternatif teknolojilerle donattığı Focus modelini Amerika başkanı Barack. H. Obama'ya denettiren Ford ve hidrojen de dahil olmak üzere farklı yakıt seçenekleri üzerinde çalışan BMW gibi güçlü rakiplerine karşı Volkswagen, agresif bir gelişim hedefliyor.

Porsche 918 Spyder

Önümüzdeki yıl, Golf modelinin elektrikli yeni bir versiyonunu test etmeyi planlayan Volkswagen, 2013 yılında Golf ve Passat'ın hibrit versiyonlarını satışa sunacak. Yukarıda da belirttiğimiz gibi dünyanın en büyük otomobil gruplarından biri olan Volkswagen'in çatısı altında çok sayıda marka bulunuyor ve firmanın aldığı değişim kararı, bu markaların geleceği için de önemli rol oynuyor. Örneğin Audi, elektrikli süper-spor yol otomobili e-tron, Porsche ise hibrit Cayenne ve 918 Spyder modellerini hazırlıyor.

Volkswagen E-Up!

Arazi araçlarında, safkan sporcularında ve lüks sedanlarında yeni motor teknolojilerini kullanmayı planlayan Volkswagen, yüksek verimlilik sunan minik şehir otomobilleri için de çalışmalarını sürdürüyor. Gordon Murray'ın yenilikçi T-19'una karşı Volkswagen, elektrikli şehir otomobili E-Up! ile iddialı olmayı hedefliyor. Volkswagen'dan yapılan açıklamaya göre tek şarj ile 93 mil gidebilen E-Up!, 40 mil gidebilen 2011 model Chevy Volt'a kıyasla önemli bir avantaj sağlıyor.

Volkswagen Touareg Hybrid

Volkswagen tepe yöneticisi Winkerton, "...Bizim müşterilerimiz, bazı şeylerden fedakarlık etmeye razı olmaz, mevcut Golf modelindeki yüksek standardı, elektrikli Golf'te de bekleyeceklerdir..." dedi. Alman otomobil üreticisi, ortaya koyduğu hedefler doğrultusunda, Tennessee'nin Chattanooga bölgesinde 1 milyar dolarlık yatırımla yeni bir üretim üssü açmaya hazırlanıyor. Firmanın yeni fabrikası, 1988 yılında kapatılan Pennsylvania fabrikasından bu yana, Volkswagen'in Amerika'daki ilk otomobil üretim tesisi olacak.

Süper spor otomobil üreticisi Lamborghini de daha "yeşil" dostu olacak

1970 yılında 570.000 araç satarak o dönemde Amerika'daki en popüler yabancı otomobil markası olmayı başaran Volkswagen, devam eden süreçte pozisyon kaybetmeye başlamış ve bu ününü kademeli olarak Toyota ve Hyundai gibi Uzakdoğulu üreticilere kaptırmıştı. 2018 yılına kadar endüstrinin zirvesine yerleşmeyi hedefleyen Volkswagen, bu hedefleri doğrultusunda Amerika'daki otomobil satışlarını mevcut rakamlara göre iki kat arttırmayı ve 800.000 VW ile 200.000 Audi markalı araç satmayı hedefliyor.


Kaynak: http://www.donanimhaber.com

Shogun 2: Total War tüm dünyada aynı anda yayınlanacak

shogun2

Creative Assembly tarafından geliştirilen Total War serisinin yeni oyunu Shogun 2: Total War’ın resmi çıkış tarihi duyuruldu.

Sega tarafından yapılan duyuruda oyunun tüm dünyada aynı anda, 15 Mart’ta yayınlanacağı açıklandı. Şubat ayında oyunun çıkış tarihine dair yapılan tahminler de böylece doğru çıkmış oldu.

Creative Assembly’e göre Shogun 2’deki kara ve deniz savaşları tamamen 3D olacak, ayrıca geliştirilmiş yapay zeka sayesinde oyuncular çok daha derin ve gerçekçi bir oynanışla karşılaşacaklar.


Kaynak : http://oyun.pclabs.com.tr/haber/shogun-2-total-war-tum-dunyada-ayni-anda-yayinlanacak/

13 Kasım 2010 Cumartesi

Neden Ay’ın hep aynı yüzünü görürüz?

Ay’ın hep aynı yüzünü görmemizin nedeni kendi ekseni etrafında dönüş süresi ile dünya etrafında dönüş süresinin aynı olmasıdır.
  • Ay kendi çevresinde şu anki hızıyla dönmeseydi de saniyede 0 – 400 metre hızları arasındaki sonsuz seçenekten birine sahip olsaydı görünen yüzü sabit olamazdı. Saniyede 0,5 mm lik hız farkı bile olsaydı şu anki durumu değiştirmeye yeterdi.
  • Ay’ın kütlesi eşit dağılmamıştır. Ay’ı iki parçaya bölün. Bize dönük olan parçanın tam ortasında 60km kalınlığında ağır bir kütle bulunur. Eğer ayın bütün kütlesi homojen dağılsaydı farklı farklı yüzlerini görebilecektik ama bir yüzü diğer yüzüne göre daha ağır olduğu için dünyanın çekimi homojen olmayan ay üzerinde şu anda olan etkiyi yapıyor. Aslında tamamen hacı yatmaz mantığı. Ağır olan taraf yerçekimine dönük kalmak istiyor. Bu garip kütle ayın hacminin %10′unun oluşturuyor. Dünya’nın katı cekirdeği işe dünyanın %1′ini oluşturuyor.
  • Büyük gezegenin sahip olduğu kütle küçük gezegenin kinetik enerjisini azaltarak dönme hızını yavaşlatır.
  • Ay Moon

USTA VE ÇIRAK....

"Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını* rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş. Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan *beğenmedikleri yerleri düzeltmesini *rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış.. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş: "İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma."

Prince of Persia 3. Boyuta geçiyor



Geçtiğimiz aylarda sineması da çekilen bilgisayar oyunları tarihinin en köklü isimlerinden birisi Pers Prensi üçüncü boyuta geçiş yapıyor. UbiSoft tarafından yapılan açıklamaya göre, Sands of Time, Warrior Within ve The Two Thrones’tan oluşan Prince of Persia üçlemesine 3B desteği kazandırılacak ve oyunlar 3B gözlükler eşliğinde üç boyutlu biçimde oynanabilecek.Prince of Persia: Trilogy 3D ismi altında gelecek olan paketin ne zaman raflardaki yerini alacağı ise henüz belli değil.

Bu arada Sands of Time’dan esinlenerek beyaz perde macerasına da başlayan POP’un, serinin bir sonraki oyunu olan Warrior Within bölümünün de beyaz perdeye aktarılmasının planlandığını söyleyelim. Bakalım Prenses Kaalina’yı ve tabii daha önemlisi Dahaka’yı kim oynayacak

kaynak: PCLABS...

12 Kasım 2010 Cuma

İtunes Üzerinden iPhone'a Zil Sesi Yapma

1-iTunes'i acıyoruz..

2-Müsic'e tıklıyoruz..

3-Müsic listesinden zilsesi yapmak istediginiz sarkıya sag tıklayıp 'CONVERT SELECTİON TO AAC' diyoruz convert işlemi gercekleşiyorr..

4-Dönüştürdüğümüz sarkı aynı listede görünecektir..tekrar sag tıklayıp GET İNFO tıklıyoruz acılan sayfadan OPTİONS..

5-Acılan sayfada sarkının istediginiz bölümünü (Örn:SebnemFerah'n cakıl tasları sarkısının 01:15 sn ile 02:00 saniyeleri arasını zil sesi yapıcaz dielim)START TİME=1:15 STOP TİME=2:00 Seklinde yazıyoruz..OK deyip Sayfayı kapatıyorz.

6-Bu işlemi yaptıktan sonra dönüştürdügümüz sarkıya gelıoruz..tekrar 'CONVERT SELECTION TO AAC' diyoruz işlemi gercekleştiriyoruz.

7-iTunes'i kapatmadan bilgisayarınızdan Belgelerim-müziğim-itunes müsic klasörüne giriyoruz üst kısımda Araclar-klasör seceneklerine tıklıyoruz Görünüm-bilinen dosya türleri için uzantıları gizle seceneğini devre dısı bırakıyoruz uygula-tamam deyip cıkıyoruz.

8-zil sesi yapmak istedigimiz sarkı orda görünecektir.MB'ı düşük olan zil sesi yapacagımz olandır..sarkıya sag tıklayıp ad değiştir diyoruz.uzantısı M4a'dır o uzantıyı M4r yapalım..uzantıyı değiştirdikten sonra sarkıya 2 kez tıklayıp itunes'ta calmasını saglıyoruz..müziğimizz LİBRARY-Ringtone kısmında görülecektir..

9-Şimdi bu ringtone'i iPhone'mza Summary-info- kısmından ringtone sekmesinden Sync edelim..zil sesimiz iPhone'da zil sesleri kısmında görülecektir..